Hayat kısa, zaman ilerliyor, ne beklediğinizi biliyor musunuz?

Söyleyecek sözüm olursa diye..

Baktım bu aralar birşeyler anlatmak istiyorum, bıkana kadar yazayım dedim. İsteyen de okusun..

Cuma, Haziran 16, 2006

İki insan ve bir sürü hikaye


Pazar günü bazı teyzelerin fotoğrafını çekebilmek için turist numarası yaptık:) O kadar tatlılardı ki, başımızı kapatamadan çekiyorlar deyip bir yanda da gülüyorlardı:)

O gün tanışıp, hayatlarından kısacık bilgiler edindiğim 2 kişinin fotoğrafını paylaşmak istedim :


ZİYA BEY

Dede Efendi'nin evine 10 yıldır bakan kişi..Tertemiz takım elbisesini giymiş üzerine, gelenlere hoşgeldiniz deyip eşlik ediyor. Dede Efendi'nin hayatını ezbere biliyor, çok güzel Türkçe konuşuyor, bu işi yapmaya ilk başladığında 10 milyon tl alıyormuş, her yıl on on arttırmışlar, şu anda aylığı 100 ytl olmuş. İlkokulu bile bitiremediği için hala çok üzülüyor, en çok deniz subayı olmak istermiş. Almanca'yı çok iyi, İngilizce ve diğer birkaç dili daha da anlaşabilecek seviyede konuşabildiğini iddia ediyor. Almanya'da 20 yıldan fazla kalmış, birden fazla süpermarket sahibi olmuş, çok iyi paralar kaznmış, yemiş içmiş, sonra beş parasız memlekete geri dönmüş. Ailesinden yadigar evinde oturuyormuş şimdi...Biraz çapkın olan Ziya Bey'i karısı hala çok kıskanıyormuş. Turist kızlardan aldığı fotoğrafları geçenlerde az kalsın yırtacakmış, Ziya Bey bir daha eve gelmem diyerek tehdit etmiş! Parasız kaldığı için üzülür gibi değildi, Dede Efendi çalıyordu ondan mı bilmem, bana çok huzurlu ve mutlu göründü kendisi...

DARBÜKATÖR

Erol Taş'ın kahvesinde fotoğraflara bakarken birden yanımıza gelip konuşmaya başladı. Erol Taş'ın 50 yıllık arkadaşıymış, "çok iyi adamdı"diyor ama "sen iyiysen karşındaki iyidir, kötüysen kötüdür" diye de hemen ekliyor.

Gururla aslen sanatçı olduğunu söylüyor, darbuka çalıyormuş, bir zamanlar turnelere çıkarlarmış, iyi para da kazanıyormuş, sonra "Erol Abi ile alem yapardık " diyor, bir başlarlarmış içmeye, sabaha kadar devam ederlermiş. Müzik, kızlar, vs..Sonra alkolik olmuş. Sabah kalkar kalkmaz şarap içmeye başlamış, çok zor zamanlar geçirmiş. Birgün bir tanıdığı ölmüş bu sebepten, "mucize oldu" o gün diyor, içkiyi o gün bırakmış, ağzına içki koymayalı 20 yıl olmuş. Şimdilerde dindar bir adam olmuş.

Ayakkabı boyacılığı yaparak hayatını devam ettiriyor.

Bir de çocuklar vardı gezdiğim yerlerde..Fotoğraf çektirmeye çok alışkın bir halleri vardı. Ellerinde ekmek arası peynirle koştururken bir yandan da oynadıkları oyundan geri kalmamaya çalışarak veya mahalle bakkalının önünde bisikletiyle durup birşeyleri ağzına yüzüne bulaştıra bulaştıra yiyerek beni herşeye rağmen tekrar çocuk olmaya özendirdiler. Onlara da çok renkli ama daha kolay hayatlar diliyorum. Çok zor olduğunu bilsem de..

Hangimizin hayatı daha basit? Neye göre karar verebiliriz? Sanırım başarılarımız kendimizce çok büyük, sorunlarımız kendimizce çok önemli..Tüm bu sıfatlar göreceli..Para, pul, ünvanlar, diğer sahip olunanlar hepsi gelip geçiyor işte..İyisi mi biz yaşamımıza başka anlamlar katmaya çalışalım. Zevk alalım kendimizden ve hayattan.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home